PAYLAŞ

Türkiye’de adapte edilmeye başlanan Connected Enterprise konsepti, Türkiye’nin bulunduğu gelişmekte olan ülkeler grubundan bir üst seviyeye çıkabilmesinde rol oynayacak en önemli etkenlerden biri. Türkiye, gerçekleştirilen Connected Enterprise çalışmalarıyla rekabet avantajında sürdürülebilirliği sağlayabilir ve katma değeri yüksek üretim ile dünya değer zincirinden daha fazla pay alabilir. Şu an Türkiye’nin katma değerli ürünlerdeki payı yüzde 3’lerde seyrediyor. Türkiye, bu payını ancak yeni yol haritaları, temel ve nitelikli AR-GE çalışmaları ile Avrupa standartlarına ulaştırabilir.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) yayınladığı Endüstri 4.0 raporuna göre Connected Enterprise çalışmalarıyla birlikte Türkiye’nin sanayi üretiminde yaklaşık yüzde 3’e varan bir büyüme bekleniyor. Verimlilik artışının ise yüzde 4 ila 7 arasında olacağı öngörülüyor. Yaklaşık oranlara baktığımızda, GSMH’nın yüzde bir ve üzeri büyüme kaydedebileceğini söyleyebiliriz diyen Rockwell Automation Türkiye Ülke Direktörü Cenk Ceylan; Yapılan son araştırmalara göre; Türkiye için beklenen bu büyümeleri otomasyon sektöründe yaşanan olumlu gelişmeler doğrudan etkileyecektir. Bu gerçeğin farkına varıp, politikalarımızı da dijital dönüşüme adapte edersek hedeflere sağlam adımlarla ulaşmış oluruz” dedi.

“Mevcut tesisler için gerçekçi teşvikler gerek”

Türkiye’nin hedeflediği büyümeye ve rakamlara ulaşabilmesi için mevcut tesislerin ve sanayinin belli bir teknolojik seviyeye çıkarılması gerektiğini aktaran Rockwell Automation Türkiye Ülke Direktörü Cenk Ceylan; “Son dönemde ülkemizde çok güzel sanayi teşvikleri açıklandı. Bunlar hep yeni fabrika yatırımları ile ilgili oldu. Bu adımlar sadece otomasyon sektörü için değil, sanayimizi Connected Enterprise reformuna çok daha hızlı adapte etmek ve Türk sanayisinin üretim geleceğine ışık tutmak için de atılıyor. Bunların yanında mevcut tesisler için Connected Enterprise’a yönelik yapılacak gerçekçi yatırımların teşvik edileceği bir program da ortaya çıkarılsa dijital dönüşüme geçiş süreci hızlandırılmış olacaktır. Böylece fabrika yöneticilerinin Connected Enterprise’a geçiş sürecine karar verme zorluğu ortadan kalkacaktır” dedi.

“Dijital dönüşüm sürecinde önce ihtiyaçlar belirlenmeli”

Rockwell Automation’ın Amerika’da yer alan Fabrikası, 30 yıl önce kurulmuş olmasına rağmen, çalışma süreçleri günümüze adapte olarak Connected Enterprise seviyesinde çalışıyor. Bu şekilde her üretim tesisi ve işletme Connected Enterprise sürecine adapte olurken kendi ihtiyaçlarını belirlemeli diyen Cenk Ceylan; “Connected Enterprise’ın uygulanabileceği birçok modül, yapı ve yazılım mevcut. Gerçekten tesisin verimini üretimini kapasitesini artıracak, arıza ve duruş oranını azaltacak anahtar konular ne ise bunu en iyi müşterinin kendisi bilir. Bunu örneklendirecek olursak; bir ERP sistem tedarikçisi fabrika yöneticisi ziyaretine gidiyor ve ihtiyaçlarını soruyor. Fabrika yöneticisi “Hepsini kurun” derse çıkan faturayı tahmin bile edemeyiz. “Şu modül olmasın burada ekstra bir optimizasyona gitmem mümkün görünmüyor, üretim modülü olsun, tedarikçilerime iş emirlerini mevcut ERP sistemi üzerinden gönderemiyorum” şeklinde tercihlerini ve ihtiyaçlarını ERP sistem tedarikçisine belirtirse en uygun çözümler tesise adapte edilecektir. Bu bakımdan fabrika yöneticilerinin öncelikli olarak ihtiyaçlarını belirlemesi önemli” dedi.

Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine daha hızlı adapte olabilmesi için ülke olarak doğru stratejiler belirlememiz gerekiyor diyerek konuyu özetleyen Ceylan; “Devletimizin uygulayacağı gerçekçi ve yerinde teşvikler, üreticilerin ihtiyaçlarını belirlemesinde önemli rol oynayacak. Süreci doğru planlamak ve doğru yatırımlar yapmak uzun vadede Türkiye’nin sanayi üretimine büyük oranda katkı sağlayacaktır” dedi.