Ana sayfa Hot topıcs/Güncel Endüstri ve Otomasyon Sektörleri 2021’i Nasıl Geçirdi? Yeni Yıldan Neler Bekleniyor?(İkinci Bölüm)

Endüstri ve Otomasyon Sektörleri 2021’i Nasıl Geçirdi? Yeni Yıldan Neler Bekleniyor?(İkinci Bölüm)

PAYLAŞ

2021 yılında pandemi sürecine bir de döviz kuru krizi eklendi. Ekonomik dengeler ve iş ilişkileri değişirken üretim ve yatırıma olan ilgilinin yeni yılda nasıl olacağı merak ediliyor. AutomationTR.com olarak otomasyon ve endüstri sektörünün önemli firmalarından yılı nasıl geçirdikleri ve yeni yılda neler beklediklerine dair görüşler aldık. Yazı serimizin ikinci bölümü ile karşınızdayız.

Schneider Electric Endüstriyel Otomasyon Son Kullanıcı ve Sistem Entegratörleri Kanal  Satış Müdürü & Moiz Messeri Endüstriyel Otomasyon Pazarlama Müdürü Muhterem Çaylı 

Otomasyon çağı büyük bir hızla hayatımızın her alanını yeniden tasarlamamızı gerektiriyor. Bağlanabilirlik, öngörülebilirlik, sadelik ve dolayısıyla hız ve çeviklik yeni dijital ekonominin başarısı açısından kritik yapı taşları. Aynı zamanda azalan kaynaklar ve artan nüfus ve enerji talebi doğrultusunda enerjinin akıllı kullanımı her zamankinden daha kritik bir öneme sahip. Bu doğrultuda tüm dünya önemli bir değişimden geçiyor. 

180 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren Schneider Electric, bu kritik süreçte bir kez daha endüstrinin gelişimine öncülük ediyor. Enerji yönetiminin dijital dönüşümü ve otomasyon alanında lider olan şirketimiz, 2021 yılında da otomasyonun yeni nesil dijital dünyaya uygun, verimli, dayanıklı, sürdürülebilir ve insan odaklı bir şekilde yönetilmesi için çalıştı.

Bu doğrultuda Schneider Electric olarak hem tedarikçilerimiz hem de müşterilerimiz için dijitalleşme ve geliştirme projelerine büyük önem verdik. Piyasa koşulları ve değişen ihtiyaçlar doğrultusunda 2021 yılında dijitalleşmeye hazırdık ve hızlıca adaptasyon sağladık, sadece kendimiz değil, müşteri ve partnerlerimizi de dijitalleştirdik. Dijital dönüşümün üç temel ayağı olan teknoloji, süreç ve insan faktörlerini bütünsel olarak ele aldık. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz projeler, yenilikçi çözümler, pazarlama kampanyaları, bayilere ve müşterilere yönelik dijitalleşme destek projeleriyle bir kez daha sektöre öncülük ettik.

2021’de kritik başarı faktörlerinden biri olan e-ticaret alanında önemli çalışmalara imza attık. Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte hem e-ticaret pazaryerleri hem de bayilerin e-ticaret portallarına çeşitli kampanyalarla destek olduk ve bu alanda önemli yatırımlar gerçekleştirdik.

Sadece B2C değil aynı zamanda B2B alanında da çok önemli bir büyüme kaydediyoruz. Son tüketici tarafında marka bilinirliğimizi ve güvenirliğimizi artırırken iş ortaklarımızla büyüyoruz ve sadakat uygulamalarımızla kapsamlı bir Schneider Electric ekosistemi geliştiriyoruz.

Bu kapsamda tüm mevcut ve potansiyel online satış iş ortaklarımıza 360 derece e-Ticaret danışmanlığı veriyor ve bu dijital dönüşüm yolculuğunda onlarla birlikte yol alıyoruz. Öncelikle e-Ticarete giriş yapmak isteyen bayilerimize bir yol haritası çiziyor ve bu yol haritasındaki her adım için desteklerimizi sunuyoruz. Kendi e-Ticaret web sitesini kurmak isteyen bayilerimize hızlı giriş imkanı sağlayan hazır altyapı paketlerinden uygun fiyat teklifleri sunuyor ve sitelerinin müşteri deneyimini uygun hedef kitleye göre birlikte dizayn ediyoruz ve satınalma yolculuğunu kusursuzlaştırıyoruz. Online satış gerçekleştiren tüm bayilerimizi se.com/tr üzerinde online satış kanallarımız olarak duyuruyor ve bayilerimizin web sitelerine trafik ve satınalma taleplerini yönlendiriyoruz.

Bu çalışmalarımızın meyvelerini de hızlı bir şekilde alıyoruz. 2020 yılı sonunda online satış kanallarından yapılan satışların toplam bayi kanalımız üzerinden yapılan satışlara oranı sadece %1 idi. 1 yıl içerisinde bu oran %7’e ulaşmış durumda. Schneider Electric olarak globalde ve lokal organizasyonlarımızda hedefimiz 2025 yılı itibariyle bu oranın%50 olması yönünde.

Bu süreçte tüm sektörde olduğu gibi biz de global çip krizinden etkilendik ancak 2022 yılında ürün tedariğine sıkıntı yaşamadan hedeflerimize doğru yol almaya devam edeceğiz.

2022 yılı ve sonrası için stratejik önceliklerimizi ise şu şekilde belirledik:

1- Endüstriyel yazılım ve sibergüvenlik: Endüstride dijitalleşmenin rolü arttıkça, yazılımlar da kritik bir önem kazanıyor. Yazılım merkezli otomasyon, operasyon maliyetlerini azaltıyor ve aynı zamanda kurumlara sürdürülebilir ve çevik bir yapı kazandırıyor.

Uzun yıllardır bu alana öncülük eden bir kurum olarak biz, tüm ürün ve çözümlerimizi EcoStruxure adı altında, endüstriyel otomasyon ve dijitalleşmenin tüm katmanlarını içerecek şekilde geliştiriyoruz. Açık inovasyon çalışmalarımız, uluslararası çapta öncü yazılım şirketleri ile iş birliklerimiz ve stratejik ortağımız AVEVA ile yaptığımız çalışmalarla müşterilerimizin yazılım merkezli otomasyon ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler sunuyoruz. Bunun bir uzantısı olarak da endüstriyel girişimlerin güvenilir bir dijital ekosistem ile verilerini, paydaşlarını ve itibarlarını korumalarında yardımcı olacak güçlü sibergüvenlik sistemleri ve çözümleri kuruyoruz.

2- Endüstriyel sürdürülebilirlik: Endüstride sürdürülebilirlik yazılım, otomasyon ve enerjinin stratejik kullanımı ile mümkün. Örneğin, süreç performansı ve elektrik tüketiminde iyileşme sağlayan şirketler, CapEX’te %20 azalma, iş kaybının %15 oranında önlenmesi, karbon ayak izinde %7-12 oranında azalma ve kârlılıklarında %3 oranında artış elde ediyor.

Bu kapsamda Schneider Electric olarak, sürdürülebilirliği merkezine alan ve böylece ekonomiye, çevreye ve topluma değer sunan çözümlerle müşterilerimizin yanında yer almaya devam edeceğiz.

3- Evrensel otomasyon: Son yıllarda yaşanan zorlu süreç bize Endüstri 4.0 Devrimi’nin hızlı bir şekilde tüm dünyada uygulanmasının önemini gösteriyor. Bu bilinçle iş birliğine dayalı bir modelle otomasyonun küresel çapta yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyoruz. EcoStruxure Automation Expert, bu nedenle başlattığımız girişimlerden biri. Endüstriyel otomasyon teknolojilerinin yaygınlaştırılması için oluşturulan, kâr amacı gütmeyen UniversalAutomation.org adlı girişimin de kurucu üyeleri arasında yer alıyoruz.

4- İnsan için Dijitalleşme: Dijitalleşmenin sanılanın aksine iş gücüne olumlu etkileri olacağını biliyoruz. Dijital teknolojiler ile yeni istihdam olanakları yaratılırken, bir yandan da mevcut işlerin daha güvenli, üretken ve kazançlı bir şekilde yapılması mümkün olacak. Bu kapsamda müşterilerimizin dijitalleşme yolculuklarına değer katmaya devam edeceğiz.

5- Ekosistem: Dijital dünyada otomasyon ve endüstrinin var olması ve gelişmesi, iş birliği ile mümkündür. Endüstri lideri bir kurum olarak teknolojimizi ve bilgi birikimimizi paylaştığımız ve birlikte öğrendiğimiz bir ekosistemi yönetiyoruz. Bugün 20 bini aşkın profesyonelin yer aldığı bu ağı geliştirmek ve büyütmek en önemli hedeflerimiz arasında.

6- Tedarik Zincirlerinin Dijitalleşmesi: Tedarik zincirinde yaşanan gelişmeler, dijitalleşmenin bu alandaki önemini gözler önüne serdi. Bu kapsamda hızla değişen pazar dinamiklerine uygun, dijital tedarik zincirlerinin kurulması için gerekli teknoloji, çözüm ve danışmanlığı sunmak temel hedeflerimiz arasında.

 

Pilz Türkiye Ülke Satış Müdürü İsmet Yıldırım

Pandemiyle birlikte artış gösteren otomasyon ve emniyet gereksinimi sektörümüzde ihtiyaca özel yenilikçi projeleri ve dönüşüm gereksinimlerini ortaya çıkarttı. Bu gereksinimler doğrultusunda 360 derece tamamlayıcı ve verimliliği maksimum seviyeye getiren çözümlerimizi sunduk. Pandeminin etkilerinin en yüksek seviyede hissedildiği 2020 yılında durdurulan projeleri 2021 yılında hayata geçirmekle birlikte daha hızlı sonuç alabileceğimiz, kısa dönemli planlarımızın üzerinde çalıştık. Yılın ilk yarısında çalışma yoğunluğu artan sektörlerdeki uygulamalarımızı arttırıp çeşitlendirerek yeni iş alanları oluşturduk. İkinci yarısında ise odağımızda dijital dönüşüm projeleri vardı. Bu projelere yapay zekayı da ekleyerek çözümlerimize değer katma planımızı gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Yıl içerisinde hayata geçirdiğimiz AI kamera ile emniyetli robot hücresi izleme uygulamamız ve teknik destek konusunda bir devrim niteliği taşıyan PILZ Dijital Asistan Robotunu hizmete sunduk. Bunların dışında satış, mühendislik ve danışmanlık ekiplerimizin kullandığı şirket içi süreç verimliliğini arttıran ve bulut tabanlı çalışan birçok yazılım çözümünü de kendi dijital dönüşümümüz kapsamında geliştirdik. Bu kapsamda Genel Müdürümüz Sn. Yavuz Çopur’un vizyonu ve katkılarıyla yeni performans yönetim sistemine geçerek birçok operasyonumuzu yalın ve kolay takip edilebilir hale getirdik. Yıl içerisinde geçtiğimiz yeni performans yönetim sistemiyle bütün çalışanlarımıza hedef ve performans göstergeleri belirledik. Belirlenen bu göstergelerin anlık, sürekli ve doğru bir şekilde izlenebilmesini sağlayan sürdürülebilir bir sisteme geçiş yaptık. Yılın ilk yarısında devreye aldığımız sistem kısa zaman içerisinde olumlu katkılar sağladı ve normal pazar koşullarından bağımsız olarak yüzde 40 oranında verimlilik artışı elde ettik.

2022 yılı için ise PILZ Türkiye olarak amacımız dijital dönüşümden etkilenmek değil dönüşüme öncü olmaktır. Bu doğrultuda PILZ’in makine emniyetiyle ilgili çözümlerine ilave olarak partnerlerimizle birlikte geliştirdiğimiz dijitalizasyon içeren yenilikçi çözümümüzü pazara sunarak, müşterilerimize önemli bir değer sağlayacağız. Yeni dijital dönüşüm projemizin lansmanını gerçekleştirerek makine emniyeti sektöründeki öncü ve yenilikçi pozisyonumuzu sürdürüp sektörümüzde ezber bozmaya devam edeceğiz.

Profesyonel ve girişimci yönlerimizi birleştirmemizin etkisiyle diğer otomasyon firmalarından farklı olarak 2022 yılı içerisinde ithalatçı kimliğimize ek, ihracatçı kimliğimizi de ekleyeceğiz. Dijitalizasyon kapsamında iki yıldır birlikte birçok yenilikçi proje geliştirdiğimiz Türkiye’nin değerli bir teknoloji firması ile ilişkimizi global bir iş birlikteliğine dönüştürerek yıl içerisinde dünyaya açacağız. Bende bu iş birlikteliğinin bir parçası olmaktan dolayı çok mutlu  ve gururluyum.

Ayrıca 2021 yılı içerisinde geliştirdiğimiz Yapay Zeka Destekli Kamera, PILZ Dijital Asistan Robotu, Forklift Takip Sistemi, Teker Kilitleme Sistemi ve yeni ürünümüz PSENradar ile birlikte yeni çözümlerimizin kullanım alanlarını arttırmayı planlıyoruz.

Her endüstriye entegre edilebilen ve verimliliği maksimum seviyeye çıkaracak olan diğer çözümlerimizi yıl içerisinde sırasıyla açıklayarak dijital dönüşüm senkronizasyonu sağlamak isteyen herkesin ilgisini fazlasıyla çekeceğimizi düşünüyoruz.

 

Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal

Dassault Systèmes olarak, işletmelere ve insanlara sürdürülebilir yenilikleri hayal etmeleri için iş birlikçi 3D sanal ortamlar sunuyoruz. 3DEXPERIENCE platformumuz ve uygulamalarımız sayesinde gerçek dünyanın sanal deneyim ikizlerini yaratıyoruz ve bu sanal ikizlerle ürünlerin tasarım, üretim ve desteklenme yöntemlerini değiştirerek sektörde birçok “ilk”e imza atıyoruz.  3DEXPERIENCE yazılım uygulamalarımız dijital üretim, gerçekçi simülasyon, ürün veri yönetimi ve kurumsal iş süreçlerinde iş birliği gibi geniş bir kapsamda müşterilerimize değer sağlıyor. Dassault Systèmes olarak, şu anda dünya çapında 11 endüstride 25 milyon kullanıcıya sahibiz ve bu büyük müşteri portföyümüz büyük endüstriyel şirketlerden girişimcilere, hükümetlerden bireysel kullanıcılara kadar uzanıyor.

Geride bıraktığımız 2021 yılı, pandemi sonrası koşullar nedeniyle dijital dönüşümün daha da hızlandığı, iş ve üretim sahasında bu değişimin etkilerinin hissedilmeye devam ettiği bir yıl oldu. Artan dönüşüm sürecine dijital teknolojileri hazır şekilde giren şirketler kazançlı çıkarken, dijital dönüşüm süreci henüz tamamlanmamış şirketler için bir durum değerlendirmesi yapma imkanı doğdu. Dönüşüm yolculuklarına henüz başlamamış olanlar içinse 2021 yılı bir uyanma zamanı oldu. 2021 yılında 3DEXPERIENCE platformumuz, proje ve program verilerinde güvenli uzaktan çalışma özellikleri sağlayarak, çalışanlara ve müşterilere yardımcı olmaya devam etti. Ayrıca gelecekte bulut sistemlerinin ne kadar hayati olacağını bir kez daha gözler önüne serdi. Dolayısıyla platformumuzun bulut üzerinde olması, fiziksel olarak birlikte olamayan ekiplerin daha iş birlikçi bir ortamda çalışmalarına devam etmelerine olanak sağladı. 2021 yılında zorlukların üstesinden krizin müşterilerimizi, iş ortaklarımızı tedarikçilerimizi ve çalışanlarımızı maruz bıraktığı karmaşık durumları yakından takip ederek geldik. Tüm çalışanlarımız ile beraber yeni iş metodları üretmeye kafa yorduk.

Tüm bunlara ek olarak 2021 yılı, Türkiye’deki ana sektörlerimiz olan havacılık/savunma, imalat, otomotiv, ulaşım ve mobilite alanlarında iş birlikçi inovasyondaki rolümüzün kritik önemini bir kez daha ortaya koyduğumuz bir yıl oldu. 3DEXPERIENCE platformumuz, bu sektörlerin çalışmaya, öğrenmeye ve bağlantı kurmaya devam etmeleri için karmaşık zorlukların giderilmesine yardımcı olacak çözümler sağladı.

Bugün baktığımızda imalat sanayilerindeki müşterilerimizin, yalnızca verimsizlikleri veya iş kazaları potansiyelini bertaraf etmek için fabrika zeminine ekipman yerleştirmek istemediğini görüyoruz. Fabrika kurulumları zaten çok maliyetli, tasarım hatalarını yerleşik sistemlerin kurulumundan sonra fark edip onarmak ise daha fazla maliyet yüklüyor. Örnek vermek gerekirse, endüstriyel otomasyon süreç teknolojisinde uzmanlaşmış bir müşterimiz, bu konuyu proaktif olarak ele almak istedi. Bu kapsamda müşterimizin rekabet avantajı ve üretim sürekliliği sağlayan iyi ekipman ve sistemler için müşteri taleplerini daha iyi karşılaştıracak, robotik iş hücresi tasarımlarını optimize edecek bir çözüme ihtiyacı vardı. Montaj hatlarının devreye alınmasından önce sanal ikiz deneyiminden yararlanabilme imkanını keşfeden firma dijital ikiz teknolojimiz sayesinde optimize edilmiş robot hareketleri, tesis yerleşimi, malzeme akışı ve ergonomi için ürünleri, süreçleri ve fabrika operasyonlarını simüle edebildi. 1 ila 2 robottan oluşan robotik hücreler inşa etmekten, her robotu simüle etmeye kadar platformu etkin şekilde kullanabildi. Çok daha büyük ve karmaşık montaj hatları kurulmadan önce her robotu, süreci ve makine parçasını anlayabilme imkanı sağladı. Sonuç olarak dijital ikiz teknolojimiz sayesinde şirket, ekipmanlarla ilgili sorunları yüzde 90’a kadar, zemindeki programlama süresini ise yüzde 75’e kadar azaltarak hem zamandan kazandı hem de sonra ona daha büyük bir maliyete sebep olabilecek sistem hatalarını önceden gördü. Sonuç olarak rekabet gücünü artırmayı başardı.

Bahsedilen örnek, üreticilere sunduğumuz yenilikçi çözümlerden sadece biri. Dassault Systèmes olarak endüstriyel robotlar, takım tezgahları, 3D yazıcılar, özel üretim makinaları, ağır iş makinaları ve ekipmanları, güç ve akışkan ekipmanları, inşaat ekipmanları, fabrikasyon metal, plastik ürünler ve lastik üreticileri gibi birçok endüstriyel ekipman segmentinde oldukça başarılı ve etkili çözümlerimiz bulunuyor. 3DEXPERIENCE platformumuz üreticilerin bilgiye kolayca erişmelerini ve hiper hızda uygulamalarını, ayrıca inovasyon için sonsuz sayıda olasılığı deneyebilmelerini sağlıyor. Ayrıca hem şirketlerin işlerini kolayca yürütmeleri için bir operasyon sistemi kurmalarına hem de bir iş modeli yaratmalarına yarıyor. Bu kapsamda çözümlerimizi kullanan şirketler, “upstream thinking” olarak adlandırdığımız yöntemi tasarım, mühendislik, üretim, satış, pazarlama ve mülkiyete dijital olarak bağlayabiliyor ve endüstride değer yaratarak, müşteri deneyimlerini farklılaştırmak için icat etme, öğrenme, üretim ve ticaret yapma şeklini değiştirebiliyor.

Sonuç olarak 2021 hem pandemi hem de kur dalgalanmalarının süregelen etkileri nedeniyle zorlu geçse de, iş ortamında kademeli bir toparlanma sağlanmasına fırsat tanıdı. Bu süreç boyunca biz, büyük endüstriyel müşterilerimize çoğu durumda uzaktan erişilebilen ve kullanılabilen önemli sayıda 3DEXPERIENCE çözümünü devreye aldık. Müşterilerimize sunduğumuz bu yeni model, sektördeki güçlü konumumuzu 2022’de de sürdüreceğimizi gösteriyor.

Geçtiğimiz birkaç yıl, her zaman beklenmedik gelişmelerle ve üstesinden gelinmesi gereken yeni zorluklarla karşılaşabileceğimizi kanıtlar nitelikteydi. Dolayısıyla Dassault Systèmes olarak 2022’de de müşterilerimizin operasyonel sorunlarına yönelik en gelişmiş çözümleri sunarken, onların daha üretken ve sürdürülebilir hale gelebilmelerine yardım edeceğimizi ve işletmelerinin geleceğe hazırlamasında her daim yanlarında olacağımızı söyleyebiliriz. Farklı sektörlere yeni bakış açıları sunmaya, değişik senaryolar arasında seçim yapma fırsatı sağlayan teknolojilerimizle geleceğin dünyasının kapılarını aralamaya devam edeceğiz.