Ana sayfa Hot topıcs/Güncel Özel Röportaj: Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal

Özel Röportaj: Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal

PAYLAŞ

Tüm dünya dijitalleşirken bu dönüşüme öncülük eden dünya markalarına daha ağır sorumluluklar düşüyor. Bu sorumluluğun verdiği motivasyonla inovatif sıçramalara öncülük eden markalardan biri de Dassault Systèmes. Firmanın Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal ile ‘geleceği’ konuştuk. 

  1. Dassault Systèmes olarak Türkiye’de hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz?

Dassault Systèmes olarak, 40 yıllık endüstri deneyimimizle, dünya çapında 11 farklı endüstride toplam 25 milyon kullanıcıya sahip bir şirketiz. Müşterilerimiz, dünya çapında faaliyet gösteren kuruluşlardan start-up’lara, kamu kurumlarına ve bireysel kullanıcılara kadar uzanıyor. Çözümlerimiz, işletmelere ve insanlara sürdürülebilir yenilikleri hayal etmeleri için iş birlikçi 3D ortamlar sağlıyor. 3DEXPERIENCE platformumuz ve uygulamaları sayesinde gerçek dünyanın sanal ikiz deneyimlerini yaratarak inovasyon, öğrenme ve üretimin sınırlarını zorluyoruz. İmalat, sağlık ve yaşam bilimlerinin yanı sırai altyapı ve şehirler olmak üzere ekonominin özellikle üç kilit sektöründeki çözümlerimizle fark yaratıyoruz. Ayrıca dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimizin sürdürülebilirlik alanında en büyük zorlukları çözmesine de yardımcı oluyoruz.

Dassault Systèmes’in çözümleri neredeyse tüm endüstrilerde var. Havacılık endüstrisiyle başlarsak; bu alanda dünyanın önde gelen üreticilerine uçak tasarımı, üretimi ve işletiminde sanal ikiz deneyimi sunuyoruz. Sanal ikizler üzerinde, sertifikasyon süreçleri için, uçak gövdesi yapılarının gelişmiş simülasyonları tasarlanabiliyor veya hava trafik kontrolünün karmaşık sorunlarına çözümler üretilebiliyor.

Sağlık ve yaşam bilimleri endüstrileriyse bizim için son dönemde oldukça önem kazandı. Sanal ikiz deneyiminin insan hayatının kalitesini artırma potansiyeli belki de en iyi bu endüstride görülüyor. Örneğin, sanal ikiz teknolojisi kalp hastalığına karşı mücadelede kullanılarak, tıp alanında yepyeni bir dönem başlattı. Yaşayan kalp projesi sayesinde son derece doğru, kişiselleştirilmiş, sanal insan kalp modelleri geliştirilebiliyor. Bu teknoloji ileride beyin, akciğer gibi vücudun diğer organlarına da uygulanabilecek.

Sanal ikiz deneyimi dünya çapında inşaat endüstrisini de dönüştürüyor. Kamu kurumları ve müteahhitler tasarım aşamasında ve inşaat süreçlerinde tek yapıların ve hatta şehirlerin operasyonlarını geliştirmek için sanal ikiz teknolojisini kullanıyor. Sanal ikiz, ayrıca planlanan projelerin mevcut bir konum üzerindeki etkisini simüle edebilmeye de imkan veriyor. Örneğin, büyük bir elektrik santralinin nihai işletmeye alınması süreci;  elektrik sistemlerini, havalandırmayı ve iletişimi kapsayan yüzlerce odadaki ekipman üzerinde binlerce kontrol yapmayı gerektirir. Müşterilerimiz, sanal ikiz deneyimi sayesinde tüm tesisi sanal ikiz teknolojisine aktararak tamamen dijital bir devreye alma prosedürü oluşturabiliyor. Eksiksiz sanal altyapı sayesinde verilere sahadaki mühendisler tarafından gerçek zamanlı olarak erişmek, bu verileri depolamak ve yönetmek mümkün oluyor. Devreye alma süresinin kısaltılması, risklerin belirlenmesi ile azaltılması ve genel maliyetlerin düşürülmesi sağlanıyor.

Üretim alanında sanal ikiz teknolojimiz devrim niteliğinde yenilikler getiriyor. Müşterilerimizin tasarım ekibiyle birlikte tüm fabrikayı görselleştirmesine; süreçleri, çıktıları ve bunların çevre üzerindeki etkilerini simüle etmesine olanak tanıyoruz. Sanal ikiz deneyimi ve sağladığı fırsatlar sayesinde, sürdürülebilir iş inovasyonu tüm ürün yaşam döngüsü boyunca uygulanabiliyor.

Teknolojimizle tüm tasarımcıları, mühendisleri ve işletmeleri tek bir platformda birbirine bağlayarak, ürün/sistem yaşam döngüsü boyunca etkileşime girmelerine imkan tanıyoruz. Bu ekosistemde herkes birbirine bağlı ve kendi perspektifinden tek bir veri kaynağına erişebiliyor. Tüm çalışanlar birlikte hayal etmelerini sağlayan araçlara sahip oluyor, ilişkiler deneyimlere dönüşüyor. İş birliği ve yaratıcılık bir oluyor, insanlığın ilerleyişinde yeni kıvılcımlar ortaya çıkıyor.

Türkiye’de teknolojik çözümlerimizi 3DEXPERIENCE platformumuz aracılığıyla üretimin her aşamasında sunuyoruz. Bir tasarım için fikrin ortaya çıkmasından üretime, kaynak planlamadan, lojistik ve tedarik zincirine kadar tüm süreçler 3DEXPERIENCE platformumuz üzerinden yürütülebiliyor. Platformumuz dijital üretime, gerçekçi simülasyona, ürün veri yönetimine ve kurumsal iş sürecine kadar uzanıyor. Şirketlerin bilgilere yüksek hızda toplu olarak erişmelerini, uygulamalarını eş zamanlı işlem yapmalarını sağlarken inovasyon için sonsuz olasılıkları denemelerini de mümkün kılıyor. Bu alanda Türkiye’de ve dünyada ürünlerin tasarlanma, üretilme, desteklenme ve oluşturulma şeklini dönüştürmeye devam ediyoruz.

Örneğin, geçen yıl endüstriyel üretici Yeşilova Grup’un Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformunu tercih ederek teknolojik ve dijital dönüşümünde yeni bir adım attığını duyurduk. Yeşilova Grubu, ağırlıklı olarak önde gelen otomotiv üreticilerine alüminyum ürünleri tedarik etmeye odaklanan bir üretici olarak kendisini konumlandırıyor. Grup, yeni nesil otomobiller için yeni bileşenler üzerinde çalışıyor ve aküleri elektrikli araçlara güvenli şekilde yerleştirmek için yenilikçi yapılar geliştiriyor. 3DEXPERIENCE platformu sayesinde verileri merkezileştirerek müşterilerle iş birliğini geliştirmeyi, ekipler arasında eş zamanlı mühendislik işlemleri gerçekleştirmeyi ve tasarım süresini kısaltmayı başardılar. Yeşilova ve müşterileri bu ortak çözümle merkezi bir “tek doğru kaynağı” sağladı. Çoklu sahaya sahip projeleri (multi-site projects) geliştirmek amacıyla değişiklikleri, ürün verilerini ve gereksinim yönetimini koordine etti. Her şeyden önce, dijital dönüşümleri zamandan ve emekten tasarruf etmelerine ve maliyetleri düşürmelerine yardımcı oldu. Özellikle pandeminin neden olduğu fiziksel kısıtlamaların ardından 3DEXPERIENCE platformunun yetenekleri, operasyonların sorunsuz yürütülmesinde önemli bir rol oynadı. Yeşilova, bulut tabanlı 3DEXPERIENCE platformuna geçişini gerçekleştirmek için Türkiye’deki Dassault Systèmes iş ortağı Cadem Digital’den danışmanlarla çalıştı. 

2- Son dönemde sanayide ve üretimde birçok yenilik yaptınız. Bugün üreticilerle nasıl ortaklık kuruyorsunuz?

Günümüzde imalat sanayilerindeki müşterilerimiz, yalnızca verimsizlikleri keşfetmek veya iş kazalarının önüne geçmek için teknolojilerimizi kullanmıyorlar. Fabrika kurulumları zaten çok maliyetliyken, tasarım hatalarını fiziksel olarak sistemleri kurduktan sonra düzeltmek maliyetleri daha da artırıyor. Öte yandan, müşteriler özel ihtiyaçlarına uygun ürünler isterlerken bunun için daha fazla ödeme yapma taraftarı değiller. Bu yüksek beklentiler, şirketleri giderek artan kişiselleştirilmiş ve karmaşık gereksinimleri karşılamak için daha esnek ve çevik olmaya zorluyor. Bu nedenle 3DEXPERIENCE platformu hem üreticilerin hem de onların müşterilerinin isteklerini karşılayabilecekleri tek bir ortam sağlayarak çözüm sağlıyor. Böylece üreticiler müşterileriyle daha yakın çalışırken benzeri görülmemiş hız, verimlilik ve maliyetle özelleştirilmiş çözümler geliştirebiliyorlar.

Dassault Systèmes’in bulut tabanlı  3DEXPERIENCE platformu, endüstriler için en karmaşık görevleri ve süreçleri bile basitleştiriyor. İnovasyon, öğrenme, üretim ve ticaret için yepyeni yollar sunuyor. 3DEXPERIENCE platformunun asıl değeri, iş birliğinde ve geleceğin iş gücünü bilgi ve teknik bilgiyle güçlendirme becerisinde yatıyor. Dolayısıyla 3DEXPERIENCE platformu daha ürün ortaya çıkmadan bu deneyimi üreticilerle paylaşıyor ve süreçlerini hızlandırmalarına destek oluyor.

Dassault Systèmes olarak 3DEXPERIENCE portföyümüz ürünlerin veya üretim sistemlerinin sanal ikizlerini oluşturan 3D modelleme ve simülasyon uygulamalarından, sosyal ve iş birlikçi uygulamalarına ve  bilgi zekâsı uygulamalarına kadar geniş iş süreçlerini kapsıyor. 3DEXPERIENCE platformumuzun 3D Modelleme uygulamaları, erken konseptten deneyim sunumuna kadar tüm inovasyon sürecini kapsıyor. Fikirler; ürün, doğa ve yaşamla uyumlu sürdürülebilir ürünler, malzemeler ve deneyimlere dönüşüyor. Ekipler, tek bir ortam üzerinde iş birliği yaparak sürekli geliştirme için fikir aşamasından teslimata sorunsuz bir şekilde geçebiliyor. Simülasyon uygulamalarımızla müşterilerimiz karmaşık süreçleri sanal olarak keşfederek, optimize ederek ve doğrulayarak inovasyonu hızlandırıyor. Çok ölçekli ve çok disiplinli simülasyonlar, ürün ve süreçlerin performansını, güvenilirliğini ve güvenliğini sağlıyor. Aynı zamanda fiziksel prototip ihtiyacını azaltıyor ve operasyonel verimliliği artırıyor. Sosyal ve iş birlikçi uygulamalar, farklı disiplinlerden çeşitli yetenekleri bir araya getiriyor. İnsanlar, fikirler, veriler ve çözümler bir sosyal inovasyon yaklaşımıyla birleştiriliyor. Yüksek düzeyde yapılandırılmış programlarla ve organizasyonlarla genişleyen işletmeler; açık, sosyal topluluklar haline geliyor. Son olarak, 3DEXPERIENCE platformundaki bilgi zekası (Information Intelligence) alanındaki uygulamalarımızla üreticiler, büyük bilgi akışlarından elde edilen eyleme dönüştürülebilir içgörüleri kullanarak en iyi sonuca yönelik kararlar alabiliyor. Sanal model ve gerçek dünya verileri arasında benzersiz bir etkileşim yaratılarak, müşteri bilgisini ve iş performansını artırmak için semantik analiz ve yapay zekadan yararlanılıyor.

Pandemi, geleceğin tahmin edilemeyeceğini kanıtladı. Her zaman beklenmedik gelişmeler ve üstesinden gelinmesi zor problemler doğabilir, ancak Dassault Systèmes olarak müşterilerimizin operasyonel sorunlarını çözmek için en gelişmiş çözümleri sunmaya ve geleceğe hazır şekilde işlerini daha üretken ve sürdürülebilir hale getirmelerine yardımcı olmaya devam edeceğiz.

3- Metaverse gibi kavramlardan bahsetmeye başladık. DS olarak siber geleceği nasıl görüyorsunuz?

“Metaverse” temelde insanların oyun oynamak, çalışmak ve iletişim kurmak için bir araya gelebileceği ortak bir sanal alan. Birçok büyük teknoloji şirketinin her geçen gün bu yeni evrene girdiğini duyuyoruz.

Dassault Systèmes ise halihazırda 40 yıldır sanal dünyaların öncüsü konumunda. Ancak amacımız eğlence için sanal dünyalar sunmak değil; sanal ikiz deneyimlerinden yararlanarak müşterimizin gerçek dünyayı iyileştirmesine yardımcı olmak. Daha sürdürülebilir bir gelecek için bilimsel, teknolojik ve endüstriyel bilgimizi sunmak.

Sanal ikiz deneyimlerimiz tüm endüstrilerde yıllardır kullanılıyor. Bugün bir arabayı, önce sanal olarak sürmeden, hatta performansı ve güvenliği optimize etmek için çarpmadan inşa edemezsiniz. Şimdi aynı teknolojiyi alıp, örneğin bir doktorun ofisine getiriyoruz. Sanal ikiz deneyimleri; araştırma, tıp, cerrahi ve diğer sağlıkla ilgili disiplinlerde kullanılıyor. İnsan vücudunun; arabalarda, binalarda veya uçaklarda olduğu gibi hassas, güvenli ve etkili bir şekilde anlaşılmasını, modellenmesini, araştırılmasını, test edilmesini ve hatta tedavi edilmesini sağlıyoruz. Bu vizyon ve teknolojimiz sayesinde geleceği kucaklıyoruz.

Bu vesileyle, sanal ikiz ile dijital ikiz arasında bir ayrım yapmak isterim. Dijital ikiz bir fiziksel bir sistemin bilgisayar tabanlı bir modeli diyebiliriz. Örneğin, Bilgisayar Destekli Tasarım (CAD), fiziksel bir nesnenin 3D şeklini temsil eden bir tür dijital ikizdir. Fiziksel bir prototip oluşturmadan önce fikirleri denemek ve seçenekleri keşfetmek için CAD kullanılabilir. Öte yandan, sanal ikiz teknolojimiz bunun çok ötesinde. Sadece bir dizi dijital kopyadan çok daha fazlası. Aslına bakarsanız, şirketler için yepyeni bir ekosistem. Sanal ikiz de dijital tabanlı, ancak aynı zamanda bir yaşam döngüsüne sahip. Davranış ve etkileşimlerin temsillerini de içeren karar ve değişken geçmişine sahip. Sanal ikiz, hem şu anda var olan bir ürünü veya sistemi temsil ediyor, hem de geçmişte bu ürünün nasıl tasarlandığını, test edildiğini ve üretildiğini gösterebiliyor. Dahası ürünün gelecekte nasıl çalıştırılıp bakımının yapılabileceğini de temsil ediyor. Gerçek ürün, yaşam döngüsünü sürdürürken, sanal ikizi de aynı süreçten geçiyor. Ayrıca, sistem ve ortamların sanal ikizleri birbirleriyle etkileşime girebiliyor. Kuruluşlar, hem sanal hem de gerçek dünyalardan gelen bilgileri sanal bir ikiz biçiminde birleştirerek verimliliği, üretkenliğini ve iş esnekliğini geliştirebiliyor. Yeni iş modelleri oluşturarak daha iyi ürünler tasarlayabiliyor, kaliteyi iyileştirebiliyor ve nihayet sürdürülebilir inovasyonu mümkün kılabiliyor. 

4- Türkiye ekonomisi son aylarda kur çalkantıları yaşasa da bu durum üretim gücü ve kapasitesini zayıflatmadı. Ülkenin ekonomik ve üretim gücünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Pazar hedefleriniz nelerdir?

Türkiye, 2000’li yılların başından itibaren ekonomik ve sosyal gelişmeler açısından etkileyici bir performans gösterdi. Zorlu dönemlerden geçsek de mevcut ekonomik durgunluk dünyanın birçok ülkesini de etkilemeye devam ediyor. Dassault Systèmes olarak, Türkiye’nin özellikle üretim, havacılık ve mobilite gibi kilit sektörlerde küresel bir oyuncu olma potansiyeli olduğuna inanıyoruz.

Ülkenin üretim gücünün büyümesi için şirketlere yardımcı olacak çözümler sunmayı taahhüt ediyoruz. Dassault Systèmes ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında MEXT (MESS Teknoloji Merkezi) çatısı altında başlayan iş ortaklığı bunun en güzel örneği. Kâr amacı gütmeyen MEXT, üye şirketlere Endüstri 4.0 dönüşüm yolculuklarında yardımcı olmak için ücretsiz eğitimler, danışmanlık hizmetleri ve rehberlik sağlıyor. Aynı zamanda dünyanın en büyük dijital dönüşüm ve yetkinlik geliştirme merkezi konumunda. Ekosistem ortaklığının bir parçası olarak, biz de çözümlerimizi MEXT’te tüm paydaşlarla paylaşacağız. Özellikle üretim süreçleri kapsamında sunduğumuz Üretimde Dijital İkiz (Manufacturing Digital Twin) ve İleri Planlama ve Çizelgeleme (Advanced Planning & Scheduling) kullanım senaryolarımızla ortaklığımız sürecek.

www.3ds.com