Geçmişte üreticiler spesifik endüstriyel kontrol uygulamaları için standart Ethernet teknolojilerinden ziyade özel yapılmış protokol ve sistemleri kullanmak zorundaydı. İlk Ethernet ağları yalnızca temel iletişim özelliklerine sahip olsa da, standart Ethernet son yıllarda büyük yol kat etti. Zamana Duyarlı Ağların (Time-Sensitive Networking, TSN) geliştirilmesiyle standart Ethernet ağları artık deterministik hizmetler sunabiliyor, geçmişte sayısız özel protokolle ağın kalanından izole edilmiş “otomasyon adalarını” da ağa entegre edebiliyor.
Zamana Duyarlı Ağlar, esasen standart Ethernet teknolojilerinin evriminde sıradaki aşamadır demek mümkün. Bu teknolojinin Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT) uygulamalarının gelecek tüm taleplerine cevap verebilmesi amaçlanıyor. Akıllı üretimin geleceği için tam birleşmiş bir ağ altyapısı tanımlayabilmek amacıyla, Moxa gibi donanım üreticileriyle uluslararası standart organizasyonları bir araya geliyor, Zamana Duyarlı Ağlar temelinde çözümler geliştiriyorlar. TSN’in en iyi IIoT ağlarını kurmak için somut bir temel oluşturmasıyla, Endüstri 4.0’ın vadettiği avantajların tümünden faydalanmak en sonunda mümkün olacak.
Günümüzde Purdue modelinde endüstriyel otomasyon, belirli amaçlarla tasarlanmış izole protokollerin ayrı katmanlarda yer aldığı bir piramitten meydana gelir. Öte yandan bu model günümüzde endüstriyel ağlar için birtakım altyapı zorluklarını da meydana getirir. Bağımsız, belirli bir amaca yönelik protokoller tasarlandıkları işi otomatize etmede çok başarılı olsalar da, aslında farklı “diller” konuşurlar, bu da gerçek zamanlı haberleşmede zorluklara neden olur. Bu modeldeki tipik endüstriyel ağlar gecikmeler ve kontrol için de ayarlanır, kabloyu paylaşamaz, genellikle de 100 Mb veya daha düşük aktarım hızlarında kaldıkları için ölçeklenmeye pek açık olmazlar. Dahası, çok sayıda uygulama için özel tasarlanmış donanım ve yazılımlar kullanmak birlikte çalışabilirliğe ket vurur, bakım ve işletim maliyetlerini artırır. Dolayısıyla katmanlar arasında sistemik entegrasyon ve görünürlük zordur. Bu da, genel değer zincirini olumsuz etkiler.

- Küçük ölçekli, statik, izole kontrol döngüleri büyük ölçekli, dinamik ve açık kontrol döngülerine evriliyor. Siber-fiziksel sistemler (SFS) olarak da bilinen bu döngüler yazılımsal ve fiziksel bileşenleri birleştiriyor.
- Önceden kapalı olan döngülerin verileri açık biçimde ortak bir temel üzerinde iletilebiliyor, böylece yeni, birbiriyle akıllı biçimde etkileşebilen çift yönlü veri akışlarının önü açılıyor.
- Ekipmandan personele tüm işletme varlıkları birleştirilmiş bir altyapıda akıllı biçimde birbirine bağlanıyor. Böylece, hepsi “doğru zamanda” gerçekleşen uçtan uca “otonom” haberleşme, tepki, adaptasyon ve optimizasyon yoluyla müşterilerin çok çeşitli talepleri karşılanabiliyor.
Otomasyon, bakım, analiz gibi çok sayıda birbiriyle alakasız uygulama için birleşik bir ağ altyapısı kullanmak, üreticilere şu gibi faydalar sağlayabiliyor:
- Farklı uç cihazlar gerçek zamanlı olarak birbiriyle konuşabilir hale geldikçe sistemleri, cihazları ve uygulamaları gerçek zamanlı bir geri bildirim döngüsü sağlayacak şekilde yapılandırmak çok daha kolay hale geliyor. Birleşmiş, bağlama dayalı bir ağ altyapısı makine öğreniminin gerçekleşmesine de olanak tanıyor, böylece uzun vadede büyük veri analizinden yararlanmak ve buna göre eyleme geçmek mümkün oluyor. Sonuçta, sipariş üzerine üretim esnekliği ve veriminde artış sağlanıyor.
- Veriye erişimin iyileştirilmesi, üretim sürecinin gerçek zamanlı denetimine izin veriyor, böylece daha yüksek kalite, daha detaylı ana performans göstergeleri farklı senaryolarda hedeflenebiliyor.
- Daha dayanıklı bir ağ altyapısı üretimde kullanılan ekipmanların sayım, ayırma, kalite kontrolü, video gözetim gibi daha fazla görevini destekleyebilir. Makineler artık izole halde çalışmaz, üretkenliği artırmak için diğer makinelerle birlikte çalışırlar. Bunların hepsi sisteme gönderilen gerçek zamanlı veriler sayesinde mümkün olur. Hızla gelişen robotik teknolojiler ile hareket güdüm, artırılmış gerçeklik, yapay görme, dokunma bilimi gibi makine algı teknolojileriyle de birleşince üretim varlıkları, daha düşük maliyetlerde optimum performans sunabilir.
- Standardize teknolojiler ve ölçeklenebilir bir yapı (örneğin Ethernet standartlarına dayalı olanlar), çok daha yüksek esnekliği kaldırabilir. Altyapı teknolojileri ve protokollerinin standardizasyonu sayesinde, geçmişte ağ konfigürasyonunda ciddi zorluklar çıkaran topolojik farklılıklar diğer modüler birim veya eklentilerdekine benzer yollarla yönetilebilir. İnşa etmek, bakımını yapmak ve bir katmanı kaldırmak çok daha maliyet etkin ve daha az zaman harcayan işler haline gelir.
Gerçekten de, günümüzdeki Purdue modelinin otomasyon adacıklarını ayıran engelleri ortadan kaldırabilecek birleşik bir altyapı, bağlantılı fiziksel endüstriyel nesnelerden bir sistem oluşturacak, bu nesnelerin veri alışverişi ve analizine izin vererek katma değerli bilgi üretmenin önünü açacaktır. Böylece Endüstriyel Nesnelerin İnterneti doğru kararların doğru yer ve zamanda alınabilmesini etkinleştirmiş olacak, sonuçta geçmişte önceden tanımlanmış süreçler tam anlamıyla dinamik süreçlere dönüşecektir.
En nihayetinde endüstriyel otomasyon ve kontrol sistemlerinin geleceği, bilgi ve internet teknolojilerinin entegrasyonuyla bağlantılıdır. Bu teknolojiler yüksek kullanılabilirlik ve gerçek zamanlı iletişim taleplerine cevap vermeye devam edecek şekilde gelişimini sürdürüyor. Bu teknolojilerin entegrasyon ihtiyacı ise maliyet ve faydanın optimum dengesine dayanan yeni ürün ve yenilikçi çözümlerin gelişmesini destekliyor. Daha net ifade etmek gerekirse; geleceğin birleşik ağ altyapısı en az günümüz otomasyon adacıklarını izole eden özel geliştirilmiş protokoller kadar, hatta daha da iyi performans ve QoS (hizmet kalitesi) güvencesi veren deterministik iletişim kabiliyetleri gerektiriyor. Neyse ki standart organizasyonları ve bağımsız üreticiler Endüstri 4.0’ın potansiyel faydalarının farkında, bu yüzden de endüstriyel ağlarda yeni, birleşik bir temel geliştirmek için işbirliği yapıyorlar: Zamana Duyarlı Ağlar (TSN).
Önceki standart Ethernet ağları verinin hedefe ulaşmasını garanti edemezdi, bu ağlarda yüksek gecikme süreleri mümkündü. Bunun sonucunda, yüksek ağ güvenilirliği ve kullanılabilirliğine ihtiyaç duyan endüstriler endüstriyel kontrol sistemleri ve otomasyonu için kendi özel, tescilli ağ çözümlerini geliştirdiler (Ör. modifiye edilmiş Ethernet ağları, fieldbus’lar). İmalata yönelik endüstriyel uygulamaların yüksek kullanılabilirlik ve düşük gecikme taleplerini karşılayabilmek için, eskinin en iyi performanslı Ethernet teknolojilerinin dahi daha deterministik bir yapıya evrilmesi gerekti. TSN’in standart Ethernet teknolojilerinin evriminde bir sonraki aşama olmasının bir nedeni de, TSN’in Ethernet üzerinden deterministik hizmetlere yönelik bir standartlar bütünü olmasının yanı sıra, çok farklı organizasyon ve piyasa liderlerini aynı ortak amaçta bir araya getirmesiydi: Endüstri 4.0’ın tam potansiyeline erişmek ve dijitalleşmek.
- Layer 2 ağlar ve mesaj iletimi için TSN uyumlu ortak bir ağ mimarisi
- Çok sayıda protokol arasında iletişim için ortak semantik
Ortak Ağ Mimarisi: Layer 2’de Birlikte Çalışabilirlik
Endüstri 4.0, düşük gecikmeli ağlar üzerinde deterministik iletişimi, yüksek hacimli ağ trafiğine rağmen dayanıklı bağlantıları ve hem bilgi teknolojileri (IT), hem de operasyonel teknolojilerde (OT) veri iletiminin yakınsamasını kapsar. Endüstri 4.0’ın tüm gerektirdiklerini karşılayabilmek için bir IEEE çalışma grubu, açık TSN standartlarını geliştirmiştir.
TSN’e uyumlu Ethernet anahtarlarıyla, sistem entegratörleri Endüstri 4.0’ın yüksek bant genişliği gerektiren gerçek zamanlı gereksinimlerini, mevcut uygulama programlarını değiştirmeden karşılayabilir. Dahası, yalnızca standart IEEE Ethernet anahtarları kullanarak bunların hepsini yapmanın yanında, yakınsayan ağlara “tak-üret” cihazları da ekleyebilirler.
Dünyanın dört bir yanında CC-Link Partner Association (CLPA), EtherCAT Technology Group (ETG), Ethernet Powerlink Standardization Group (EPSG), Mechanical Engineering Industry Association (VDMA), Open DeviceNet Vendors Association (ODVA) ve PROFIBUS & PROFINET International (PI) da dahil endüstri organizasyonları, OPC Unified Architecture (OPC UA) çatısı ve gerektirdiği teknik özellikler altında bir araya geliyor. Bu organizasyonlar, farklı üretici ve standartlar arasında ortak bir semantik oluşturmayı hedefliyor.
Uluslararası standart organizasyonları ve Moxa gibi cihaz üreticileri TSN çevresinde bir araya gelirken, standart Ethernet teknolojilerinin endüstriyel ağların gelecekteki temelini oluşturacağını öngörmek zor değil. Moxa’nın son 20 yılda Ethernet teknolojilerinin gelişimine beraber tanıklık etmiş distribütörü GSL olarak biz de zamana duyarlı ağlarla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor olacağız.
Kaynak: Moxa Inc. (Kasım 2019) “Enabling Interoperability to Ensure the Success of TSN in Industry 4.0″, https://bit.ly/2Rsb1wC
Lin, J. (2019) “How Time-Sensitive Networking Is Revolutionizing Industrial Automation” Moxa Inc.