Ana sayfa Hot topıcs/Güncel Endüstri ve Otomasyon Sektörleri 2021’i Nasıl Geçirdi? Yeni Yıldan Neler Bekleniyor?(Birinci Bölüm)

Endüstri ve Otomasyon Sektörleri 2021’i Nasıl Geçirdi? Yeni Yıldan Neler Bekleniyor?(Birinci Bölüm)

PAYLAŞ

2021 yılında pandemi sürecine bir de döviz kuru krizi eklendi. Ekonomik dengeler ve iş ilişkileri değişirken üretim ve yatırıma olan ilgilinin yeni yılda nasıl olacağı merak ediliyor. AutomationTR.com olarak otomasyon ve endüstri sektörünün önemli firmalarından yılı nasıl geçirdikleri ve yeni yılda neler beklediklerine dair görüşler aldık. Yazı serimiz ikinci bölüm ile devam edecek.

Elektra Elektronik Genel Müdürü Emin Armağan Şakar

Elektra Elektronik olarak üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve ihracat oranı açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ile reaktör sektörünün lider firması konumundayız. 6 farklı kıtada 60 ülkeye trafo ve enerji kalitesine yönelik elektronik ürünler ihraç ediyoruz. 2021’de pandemi ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların etkisiyle ham madde tedarikinde yaşanan gecikmelere rağmen hedeflerimize ulaştık ve ciromuzda döviz bazlı yüzde 15 büyüme gösterdik.

Elektra Elektronik Genel Müdürü Emin Armağan Şakar

Sektörde 42’nci yılımızı kutlayacağımız 2022’de üretim kapasitemizi, istihdamımızı ve ihracat pazarlarımızı artırmayı hedefliyoruz. Pazarın da yönlendirmesi ile üretimde kapasite artışı için makine yatırımı yapmayı planlıyoruz. İhracatta Kanada ve Portekiz pazarlarına girmeyi istiyoruz. 2021’de odağımıza aldığımız Güney Amerika kıtasında yeni ülkelere ulaşmayı; yanı sıra DynamiX Aktif Harmonik Filtre ve Static Var Generatör (SVG) ürünlerimizi daha da geliştirerek ihracatımız içindeki payını artırmayı hedefliyoruz. 2022’de yüzde 10 büyüme öngörüyoruz. Yakın zamanda ‘Ar-Ge Merkezi’ olma sürecimizi tamamlayacağız. Yanı sıra sektörümüzde bir dünya markası olma hedefimiz doğrultusunda gündemimizde uluslararası bir şirket evliliği de var.

GSL Mühendislik Pazarlama Müdürü Damla Güneş

2021 yılı, endüstriyel otomasyon ve haberleşme sektörü için oldukça umut vaat eden bir yıl olarak başladı. 2020 yılında yaşanan kapanmaların kalkması, piyasalardaki belirsizliklerin bir nebze azalması ve tedarik zincirlerinin üzerindeki baskının 2020’ye göre hafiflemesi, 2021 yılına dair beklentileri artırdı. Ertelenen projeler tekrar gündeme alındı, talepte büyük artış yaşandı.

Tüm olumlu gelişmelere karşın 2021’in ikinci yarısı tüm dünyada çip krizinde derinleşmeyi, bunun sonucunda da teslimat sürelerinde kayda değer uzamaları beraberinde getirdi. Pandeminin kısa vadede sona erebilecek bir durum olmadığının anlaşılması ve yeni varyantların baş göstermesiyle piyasalarda belirsizlik algısı da yine arttı. Küresel iniş çıkışlara ek olarak Türkiye’de döviz kurunda yaşanan sert çıkışlar, hammadde ve yarı mamullerden navluna birçok süreci dövize endeksli olan endüstriyel otomasyon ve haberleşme sektörünü de, özellikle 2021’in ikinci yarısında, oldukça olumsuz etkiledi.

GSL Mühendislik Pazarlama Müdürü Damla Güneş

2021, bu sektörde ekonomik duruşu sağlam, tedarik zincirlerini her daim optimize eden ve gerektiğinde vites değiştirebilecek veya direksiyonu farklı istikamete kırabilecek distribütörlere ne kadar ihtiyaç duyulduğunun vurgulandığı bir yıl oldu. Öyle ki, 2021’in ikinci yarısında baş gösteren zorlukların 2022’de de devam edeceğini rahatlıkla öngörebiliyoruz. Dünya genelinde enflasyonda artma eğilimi, navlun fiyatlarında artışlar ve çip krizinin neden olduğu belirsizlikler, ithal edilen malzemelerin maliyetlerinde, kurdan bağımsız olarak kayda değer bir artışa neden oldu bile. Bu artışa ek olarak TL’nin 1 yılda %60’a yakın değer kaybetmesi, birçok koldan dışarı bağımlı olan endüstriyel otomasyon ve haberleşme sektöründe faaliyet gösteren Türk firmaları için büyük bir sınav olacak. Tedarikçilerin hizmetlerini sürdürülebilir şekilde devam ettirebilmesi için finansal durumlarının son derece sağlam olması gerekiyor. Öte yandan mevcut durum, girdi tedarik süreçlerini iyi ayarlayabilen üreticiler için büyük bir ihracat fırsatı da sunabilir.

İşin kötü yanı, çip krizinin daha ne kadar devam edeceğine dair sağlıklı bir tahmin yapılamıyor. Bu da, elektronik donanımlarda uzun tedarik sürelerinin devam edeceği, sistem entegrasyonlarında önceki dönemlere kıyasla daha hantal bir süreç yaşanabileceği ve elektronik donanımlarda fiyat artışlarının da küresel olarak devam edebileceği anlamına geliyor. Tüm bunlardan yola çıkarak, 2022’de endüstriyel otomasyon donanımlarında stoklu hizmet veren ve teslimat sürelerini minimumda tutmayı başaran tedarikçilerin başarılı olacağını söyleyebiliriz. Bu bağlamda değişimlere kolay adapte olabilecek dinamik bir kadro da sektör firmaları için önemli olacak. Hükümetin 2022’de altyapı yatırımlarına artış sözü vermesi ise sektöre umut vadeden bir başka unsur oldu. Ancak bu yatırımların nasıl finanse edileceğinde, takdir edersiniz ki, büyük belirsizlikler söz konusu.

GSL Mühendislik olarak her zaman sektörün ihtiyaçlarını gözlemlemeye, iş modelimizi gerektiğinde bu ihtiyaçlara göre revize etmeye dikkat ettik. Bu anlamda da 2022’ye stok seviyemizde ciddi bir artışla ve teslimat konularında üreticiyle son derece yakın temasta giriyor olacağız. Genişleterek güçlendirdiğimiz mühendis kadromuzla da, mevcut tüm belirsizliklere karşın müşterilerimize en kaliteli hizmeti verme gayesiyle yeni yıla merhaba diyor olacağız.

Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu

Teknolojik gelişme ve üretim yapısındaki dönüşüm, son 15-20 yılda birçok sektörün ciddi değişimine yol açtı ve bu durum tüm hızıyla devam ediyor. Sanayide endüstriyel robotların sayısı hızla artarken, pandeminin neden olduğu iş gücü sıkıntıları ve artan ücretler, üreticileri daha önce hiç olmadığı kadar robotlara yönelmeye zorluyor. Bu kapsamda şirketlerin otomasyona bakış açısı, son yıllarda önemli bir değişim içinde. Uluslararası Robotik Federasyonu’nun (IFR) verileri, dünya çapındaki fabrikalardaki endüstriyel robotların sayısının 2020 yılı sonunda yüzde 10 artışla 3 milyonu aşarak rekor kırdığını ortaya koyuyor. Dünya genelinde geçen yıl toplam 384 bin yeni robotun fabrikalara teslim edildiği kayıtlarda yer alıyor.

Takım tezgahları sektörünün hızlı yükselişi

Bilindiği üzere pandemiyle birlikte ülkemize kayan üretim ve tedarik nedeniyle bu yılın ilk çeyreğinde, 2020 yılının son çeyreğine oranla siparişler yüzde 35 artış gösterdi. Özellikle otomotiv ve otomotiv yan sanayi, tarım, iş makinesi, savunma sanayi alanlarındaki siparişlerde gözle görülür bir artış yaşandı. Bununla birlikte ülkemizde 2021 yılı içindeki takım tezgahları kullanımı noktasında son yılların en verimli dönemi oldu. Sektörümüzün üretimi bir önceki yıla göre yüzde 30 artış gösterdi. Bunun pozitif etkisi olarak ihracatta yüzde 40 artış yakaladık ülke olarak. Verimliliğini arttırmak isteyen firmaların otomasyona değer vermesi sonucunda ise takım tezgahları kullanıcılarımızın artışı yüzde 40’ı buldu. Bu durum önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek büyük atılımlar adına son derece önemli bir veri. Bunun yanı sıra takım tezgahları konusunda Türkiye tarihinin yıllık bazda en büyük yatırımı bu sene gerçekleşti. Sektörün yılı 1.6 milyar dolar yatırımla kapatacağını öngörüyoruz.

Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu

Küresel robotik otomasyonun pazar büyüklüğü 5,4 milyar dolar

Günümüzde katma değerli ürün üretimi ve ihracatı için fabrikalarda robotların, otomasyon sistemlerinin ve dijital altyapıların kullanımı artarak kaçınılmaz bir hale geliyor. Öyle ki Grand View Research’ün Nisan 2021 raporuna göre 5,4 milyar dolar olan küresel robotik otomasyon pazar büyüklüğünün 2028 yılına kadar 13,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Talaşlı imalat alanında dünya ortalamasına göre her 10 bin çalışana 113 robot düşüyor. Ülkemizde bu oran ise yüzde 30 seviyelerinde. Bu da penetrasyonu artırmak adına firmalara önemli bir fırsat sunuyor. Türkiye, KOBİ’lerle çalışan bir ülke. Burada Türkiye’nin çok alternatifi yok. Dolayısıyla dövizdeki bu hareketliliğe rağmen yatırımların devam ediyor olması çok sevindirici. İhracatta artışı sürdürülebilir kılmak ve üretim kapasitelerini arttırabilmek adına için ülkemizin üretimde robotlu otomasyonu ve dijitalleşmeyi ilk sıraya alması bu fırsat sürecinde büyük önem taşıyor.

Otomasyonun geleceği

Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre 2022’de 130 milyon yeni iş imkânı olacak. Bunların 70 milyonunu robotlar alacak, 60 milyonunu ise insanlar üstlenecek. Araştırmalar çalışanların yüzde 54’ünün yeni ortaya çıkacak işleri yapmaya hazır olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla yapay zeka teknolojisinin sektörlerde kullanımına bağlı işgücü piyasasının yetkinleşmesi ve gelişimiyle toplumsal bir dönüşüme de şahitlik etmiş olacağız.

Bunun dışında önümüzdeki iki yıl daha sektörümüzdeki bu hızlı büyümenin süreceğini tahmin ediyoruz. İki sene sonra Avrupa kendi üretimi kendi içine çekmeye çalışacak. Çin mutlaka konteyner krizini çözecektir. Bunun için Türkiye’nin otomasyonlaşmayı birinci hedefi haline getirmesi gerekir. Çünkü karanlık fabrikalara sizin ucuz iş gücünüzün ile rekabet etme şansınız yok. Türkiye yakaladığı bu fırsatı mutlaka değerlendirmeli ve sanayide otomasyonlaşmalı.

Zebra Technologies Teknolojiden Sorumlu Başkanı Tom Bianculli

2022’de otomasyonun, operasyonlarını henüz dijitalleştirmemiş lojistik şirketleri arasında bile öncesine kıyasla, daha hızlı benimsendiğini göreceğiz. Otomasyon artık bir ileri teknoloji stratejisi olarak değil, envanter yönetimi ve mobil teknoloji gibi operasyonlar için temel olarak görülüyor. Özellikle işgücü sıkıntısı göz önüne alındığında, otomasyon artık sadece verimlilikle ilgili değil. Temel iş sürekliliği için vazgeçilmez hale geldi. Otomasyon söz konusu olduğunda, daha öncelerinde çalışanlarını üzmekten veya süreçlerini aksatmaktan endişe duyan kuruluşlar, çalışanların işleri halletmek için işbirliği yapmanın bir yolu olarak otomasyonu benimsediğini görüyor.

Zebra Technologies Teknolojiden Sorumlu Başkanı Tom Bianculli

Günümüzün gerçeği daha az çalışanla, daha fazla ürün kategorisinde, daha kısa sürede hazırlanması gereken, daha fazla sipariş olduğu… Aslında, endüstriyel ve depo otomasyon pazarlarında, bu otomasyon odaklı teknoloji çözümlerinin daha ilerilere taşındığını gördük. İster depodaki RFID uygulamaları, isterse makine görüşü (machine vision) veya işbirlikçi robotlar (co-botlar) olsun, müşterilerimizin bu teknolojilere hızlıca adapte olduklarını ve kullanımlarının yaygınlaştırılması için çeşitli iş uygulamalarına uyarladıklarını görüyoruz. Belirli sorunları çözmek için muhtemelen ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar ya da en iyisini yaptıklarını düşünerek ilerliyorlar. Bu nedenle, birlikte sorunsuz işleyen otomasyon çözümlerinin ve robot-as-a-service (Raas) tekliflerinin pilot çalışmalarına olan ihtiyaçların aciliyetinin artacağını, aylar ya da çeyrekler süren pilot çalışmaların haftalar içinde devreye alınıp, kullanımlarının artacağını öngörüyoruz. Lojistik sektöründe hizmet verenler, otomasyon yeteneklerini bir an önce bir üst seviyeye taşımalı ya da bunun yollarını araştırmalı.