Ana sayfa Hot topıcs/Güncel Özel Dosya: Pandemide Otomasyon Sektörü Neler Yaşıyor, Hangi Önlemleri Alıyor?

Özel Dosya: Pandemide Otomasyon Sektörü Neler Yaşıyor, Hangi Önlemleri Alıyor?

PAYLAŞ

Tam 1 yıl önce sosyal hayatımızı, iş süreçlerimizi alt üst eden salgın hastalık halen etkisini sürdürüyor. Ne zaman tamamen biteceğini tahmin etmek imkansız. Eski normal, yeni normal gibi YEPYENİ kavramlara alışırken hayatın akışına da yeni yönler vermeye çalışıyoruz. Üretimde ve ticarette yeni fırsatlar doğarken kimileri için de dayanılmaz düşüşler yaşanıyor.  

Pandemiden hemen önce Endüstri 4.0 gündemi ilk sıraya yerleşmişti. Otomasyon ve teknoloji firmaları son sürat yeni teknolojiler, yeni ürünler peşinde koşarken bir anda öncelik mevcut ürünleri tedarik sorunlarını çözmeye odaklandı. Sürecin her sektörde kazanları ve kaybedenleri elbette var. Peki otomasyon sektörü bu süreci nasıl yaşıyor? Bu sorunun cevabını sektörün öncü firmalarına sorduk.

Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök 

  1. Pandemi sürecinde satış grafikleriniz nasıl oldu? Hangi ek önlemleri ve yöntemleri kullanıyorsunuz?  

Covd-19 salgınıyla üretimden sağlığa, eğitimden sosyal hayata kadar sert ve zorunlu bir değişim yaşadık. Bu dönemde özellikle sağlık ve gıda gibi temel ihtiyaçların üretiminde insandan bağımsız, esnek ve kesintisiz üretimin sağladığı avantajları hepimiz gördük. Böylesine kritik dönemlerde üretim, sadece karlılık ve rekabet için değil hayatın devamlılığı adına da son derece önemli bir yer edindiğini anlamış olduk.

Pandemi döneminde dünyada olduğu gibi ülkemizde de insan gücüne dayalı birçok sektörde üretime ara verildi ya da tümüyle durduruldu. Otomasyon ve robotik ağırlıklı üretim yapan sektörler ise üretime devam etti. Cobot’ların sağladığı kesintisiz üretim avantajıyla birlikte pandemi döneminde de ciddi oranlarda talep artışı yaşandı. Pandemi döneminde dünya üzerindeki cobot sayımızı 50 bine taşıdık. Kolay kurulum, üretimde esneklik, düşük üretim maliyetleriyle birlikte üretime kesintisiz devam etmek isteyen üreticiler bu dönemde cobot’lara yöneldi. Otomasyon ve cobot’ların sağladığı avantajlarla birlikte hayat normale dönse de bu artışın devam edeceğini düşünüyorum.

Bulunduğumuz ve hizmet verdiğimiz sektörleri düşünecek olursak, gelecekte üretim modellerinde otomasyon ve teknoloji ağırlıkta alacak. Otomasyon ve teknolojinin tamamlayıcısı da cobot’lar olacak. Gelecek üretim modellerinde otomasyon ve karanlık fabrikalar planlanıyor. Cobot’lar da nesnelerin interneti ve yapay zekaya entegre olabilme özellikleriyle, geleceğin üretim modelleri olan akıllı fabrikaların tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Ayrıca cobot’lar sadece üretim şekillerini değiştirmekle kalmıyor yeni bir yaşam tarzını da şekillendiriyor.

Bu dönemde hizmet verdiğimiz sektörlerin yanında olmak, cobot’lar ve kullanım alanları hakkında bilgilendirmek için tüm eğitim ve seminerlerimizi online platformlara taşıdık. Pandemi döneminde onlarca sektör ve uygulama için çevrimiçi seminer, eğitim düzenledik. Online fuarlarla katılarak teknolojilerimizi ve yeniliklerimizi ve faydalarımızı sergilerdik. Yeni normalde de online seminer ve webinarlarımıza devam ettik, bundan sonra da devam edeceğiz. Webinarlarımızda sadece cobot’larımızı ve teknolojilerimizi tanıtmakla da kalmadık. Sektörün önemli markalarının liderleri ve önemli fütüristlerle bir araya geldik. Onların tecrübe ve görüşleriyle gelecekte nasıl bir üretim modeli beklediklerini anlattık. 

  1. Pandeminin size özellikle Ar-Ge ve diğer konularda ne gibi olumlu ve olumsuz yansımaları oldu?

Pandemi, hayatın aniden ve çok sert bir şekilde değişebileceğini, hem üretimde hem de normal hayatta her zaman alternatif planların olması gerektiğini gösterdi. Universal Robots olarak değişime son derece hızlı ayak uydurabilme, hızlı karar alabilme ve uygulayabilme özelliklerimizle pandeminin yarattığı krizi avantaja çevirdik. Universal Robots, farklı bir iş modeline imza atarak, Ar-Ge çalışmalarını evlere taşıdı. Universal Robots, Ar-Ge mühendisleri evlerinin garajında kurdukları Ar-Ge merkezleri ile bu dönemde de ürün ve teknoloji geliştirmeye devam etti.

Pandeminin bir diğer artısı da cobot’ların farklı alanlarda da kullanılabileceğinin anlaşılması oldu. Cobot’lar bugüne kadar üretim dışında pizza servisinden kahve ikramına kadar farklı alanlarda insanlara hizmet etti. Pandemiyle kendine birçok farklı alanda yer buldu. Pandemi dönemimde hastane ve klinik gibi riskli alanların dezenfeksiyonunda yine cobot’lar görev aldı. Tıbbi örnek ve PCR testlerinin alımında görev alan cobot’lar insanları bulaş riskinden uzak tuttu. Sistem, şu anda hem Amerika Birleşik Devletleri’nde hem de Tayvan’da düzenleme sürecinden geçiyor. Yine aynı şekilde yoğun bir talep alan tıbbı koruyucu ekipman ve maske üretiminde de insanlarla yan yana çalışan cobot’lar dünyanın maske ihtiyacına çözüm oldu.

Biz de bu dönemde artan talep ve farklı kullanım alanlarıyla doğru orantılı önceliklerimizi yeniden belirledik. Cobot’larla yine geleceğin üretim modelleri yapay zekâ ve nesnelerin interneti üzerine olan çalışmalarımıza daha fazla ağırlık vereceğiz. Universal Robots olarak, her zaman birkaç adım sonrasını düşünen yapımız ile geleceğin teknolojilerine odaklanacağız.  Ayrıca pandemi dönemiyle büyük bir hız kazanan online eğitim, seminer, fuar ve etkinliklerimize daha fazla zaman ayıracağız. Cobot’larımızın herkes için ulaşılabilir, cobot teknolojisinin anlaşılabilir olması için daha çok kişiye ulaşmak için çalışacağız. Akıllı telefon kullanabilen herkes tarafından kolayca kurulabilen ve kullanılabilen cobot’larımızla dil bariyerini ortadan kaldırarak, sadece Türkçe bilen birisinin cobot’u kolayca kurarak, kolayca kullanmasının sağlayacağız. Son olarak; UR3, UR3e, UR5, UR5e ve UR10, UR10e, UR16e olmak üzere 3 kilodan 16 kilograma kadar farklı taşıma kapasiteleri sunan ve 6 farklı eksende 360 derece dönebilen cobot ailemize yeni cobot’lar eklemek için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Pilz Satış Grup Müdürü İsmet Yıldırım

  1. Pandemi sürecinde satış grafikleriniz nasıl oldu? Hangi ek önlemleri ve yöntemleri kullanıyorsunuz?

Pandemi sürecinde, bu süreçten etkilenen her sektör gibi iniş ve çıkışlar göstermiştir. Hizmet ettiğimiz sektörün dinamikleri orta ve uzun vadeli yatırımlarla beslendiğinden proje anlamında gelecek dönemlere yayılan iş planları yapmamızı gerektirmektedir. Ancak pandemi sürecinde durdurulan projeler yerine daha hızlı sonuç alabileceğimiz, kısa dönemli planları hayata geçirdik. Bu bağlamda pandemi döneminde çalışma yoğunluğu artan sektörlerdeki uygulamalarımızı arttırıp çeşitlendirerek yeni iş alanları oluşturduk.

     2. Pandeminin size özellikle Ar-Ge ve diğer konularda ne gibi olumlu ve olumsuz yansımaları oldu?

İş yoğunluğunun azaldığı dönemler aslında uzun vadeli düşünen firmalar için sıra dışı yatırım fırsatları oluşturur, biz de bu dönemde şirket içi dijital dönüşüm tarafında çok önemli adımlar attık ve kullandığımız ERP sisteminden eskiye oranla çok daha hızlı ve değerli bilgi üretimini sağlar hale geldik. Bu yıl içinde bu tarafta yapay zekayı da devreye sokarak işimize çok daha fazla değer katmayı planlıyoruz. Buna paralel olarak bu yılın ikinci yarısında pazara sunacağımız çok önemli bir dijital İSG çözümünü lanse etmek için kollarımızı sıvadık. Gerek pazara sunduğumuz hizmetlerin kolaylaşması ve dijitalleşmesi gerekse pazardaki müşterilerimizin bu uygulamayı kullanarak işlerine değer katmasını amaçladığımız bu çözümü 2021 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren piyasaya sürmüş olacağız.

Fanuc Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit

  1. Pandemi sürecinde satış grafikleriniz nasıl oldu? Hangi ek önlemleri ve yöntemleri kullanıyorsunuz?  

Pandeminin yarattığı birçok farklılıklardan biri de üretimde artan otomasyon ihtiyacı oldu. Küresel rekabetten geri kalmak istemeyen şirketler, teknolojiye ve özellikle otomasyona yatırım yapmaya başladı. Yaşanan talep artışıyla birlikte sektör pandemi sürecinde hareketlilik yaşadı.

FANUC Türkiye olarak pandeminin gölgesinde geçen 2020’de müşteri kapasitemizi arttırarak yeni müşteri portföyümüzü bir önceki seneye kıyasla yüzde 30 yükselttik. Sipariş anlamında yüzde 187, satış anlamında ise yüzde 167’lik bir artış yakaladık. Bu başarımızda sektördeki hareketliliği sağlıklı biçimde analiz etmemiz etkili oldu.

Pandemi sürecinde yüzde 90 oranında ürünlerimizi kendi fabrikalarımızda ürettiğimiz ve stoklu çalıştığımız için fazla problem yaşamadık. Tedarik anlamında da sorunumuz olmadı. Salgının küresel ölçekte yarattığı kriz, üretimimizi fazla etkilemedi diyebiliriz. Çünkü mevcut üretimimiz mümkün mertebe robotize olmuş ve fabrikalarımız da hiç müdahale olmadan 72 saat çalışabilir durumda. Bu akıllı fabrika konseptini kendi ürünlerimizle 10 yıl önce uygulamaya başlamamız bizim için önemli bir avantaj oldu. Yani robotlarımızın robotları, makinelerimizin ise makineleri ürettiği bir konseptle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Üst düzey otomasyon çözümleri üreten küresel bir firma olarak iyi bir örnek teşkil ediyoruz. Kısa süre önce açılan yeni fabrikalarımızla birlikte artan üretim kapasitemiz, tedarik sürecimizi de olumlu yönde etkileyecek.

        2. Pandeminin size özellikle Ar-Ge ve diğer konularda ne gibi olumlu ve olumsuz yansımaları oldu?

Dünya tarihinde birçok zorlukla karşı karşıya kalındı fakat insanları uzun bir dönem boyunca evlere kapatacak, üretimi yavaşlatacak ve hatta durduracak noktaya getiren böylesi bir duruma rastlanmamıştı. Pandemi gibi bir kritik bir süreçte üretimini otomize hale getirmeyi planlayan firmaların genel anlamdaki beklentileri üretimlerini devam ettirmek oldu. Böyle bir dönemde beklentilere cevap verebilmek ve hızlı aksiyon almak önem teşkil ediyor. Bizim de bu süreçte birçok farklı sektörden özellikle otomotiv yan sanayi, medikal gibi alanlardan yeni müşterilerimiz oldu. Pandemi dönemi, otomasyon yatırımlarının üretim zincirindeki kilit rolünün fark edilmesini sağladı.

Üretim, tedarik zinciri ve insan faktörü üzerinden yaşanan kırılmaların, iş yapış şekillerimizi ve düşünce tarzımızı derinden etkilediğini gözlemliyoruz. İşin sağlık boyutu bir yana teknoloji üreten firmalar, son kullanıcılara son 10 yıldır anlatmak istediğini, 1 yıl gibi kısa sürede net olarak göstermiş oldu. Bu bağlamda şirketlerin dijitalleşme süreçlerini ve konuya bakışlarını en az 5 yıl ileri taşıdığını söyleyebiliriz. Pandemi sonrası bu alanda yatırımın oldukça arttığını görecek ve bu değişim sürecini yine birlikte deneyimleyeceğiz. Özellikle yakın gelecekte Endüstri 5.0 ile birlikte gelişen ileri teknolojiler hayatımızın her alanına sirayet edecek. Bunun yanı sıra İnsan-robot etkileşimini içeren akıllı teknolojileri üretim hatlarına entegre ederek verimliliği artırmak günümüzde ihtiyaçtan ziyade bir zorunluluk haline geldi. Dolayısıyla üretim teknolojileri anlamında bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını rahatlıkla belirtebiliriz.

Wonderware Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü Ümit Şayf

  1. Pandemi Döneminde müşterilerinize neler sağlıyorsunuz? Bu döneme özel en çok hangi çözümleriniz ilgi görüyor? Müşterilerine ne tür teknik ve ticari esneklik sağlıyorsunuz?

COVID-19 pandemi süreci, pek çok sektörde ciddi finansal ve operasyonel olumsuz sonuçlara neden oldu. Bu süreç tüm işletmeler için operasyonel risk yönetimini, acil durum-olay planlarını, iş gücü yönetim protokollerini, operasyon uygulamalarını ve operasyonel süreçlerini nasıl etkin ve dijital hale getireceği konusunda gözden geçirmek için imkan sağlamıştır.

Transferler, seyahat, çalışma şekli, özellikle iş gücüne bağlı ve bağımsız geleneksel yöntemlerle yürütülen operasyonlarda, pandemi süreci sebebiyle aktif saha çalışmaları durma noktasına gelecek şekilde etkilenmiştir. Ayrıca bu durumun ne kadar süreceği, eski normale dönüşün ne zaman olacağı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Pandemi sebebiyle işletmelerin operasyonlarında esneklik ve dayanıklılıklarını arttıracak şekilde harekete geçmeleri ve dijital teknolojilere odaklanarak çalışmaları kaçınılmaz hale gelmiştir.

Bu sürece çabuk uyum sağlayarak gerekli önlemleri alan İşletmeler operasyonlarında esneklik ve dayanıklılıklarını arttırmak, dijital teknolojilere sahip olmak için yatırım yapmaktadır.

Bu talepleri karşılamak için müşterilerimiz ile yaptığımız çalışmalarla üretim operasyonlarını kesintisiz bir şekilde devam etmesine olanak sağlamaktayız.

Bu döneme özel sağladığımız üyelikli (Subscription) ve Aveva Flex (Kredi-Üyelikli) çözümler ile müşterilerimize yatırım maliyeti anlamında avantaj sağlayan opsiyonlar sunmaktayız.

Aveva Flex ve Üyelikli çözümler ile müşterilerimiz finansal kaynaklarını CAPEX yatırım harcamaları yerine OPEX operasyonel harcama olarak yöneterek kaynaklarını daha etkin kullanabilmektedir.

Ayrıca üyelikli modelde müşterilerimiz için sağlanan krediyi sunduğumuz portföy içerisinde istedikleri çözümlerimiz için kullanabilmekteler.

Özellikle Aveva Edge To Enterprise çözüm konsepti ile işletmelere uzaktan operasyonlarını verimli, etkin ve yüksek performansta yönetebilecek çözümlar sağlamaktayız. Bu çözümler içerisinde;

  1. Uzaktan İzleme ve Kontrol için;
  • WebSCADA Sistemleri (Aveva Intouch-AccesAnywhere)
  • UOC – Unified Operation Center (Dağınık Operasyonlar Merkezileştirme Sistemleri)
  • Endüstriyel Veri Yönetim – Veri Toplama ve Raporlama Sistemleri, (Aveva Historian)
  • Bulut Teknolojileri (Proses, Enerji, Üretim Performans, Varlık Performans, Kestirimci Analitik) (Aveva Insight)
  • Enerji Yönetim ve İzleme Sistemleri (DCR)
  1. Uzaktan Üretim Operasyon Yönetim;
  • MES – Üretim Yönetim Sistemleri (Aveva MDMES)
  • Elektronik Kaizen, Yetenek Yönetimi, İş Performans ve Bilgi Yönetim (Aveva Teamwork)
  • Bulut Teknolojileri (Proses, Enerji, Üretim Performans, Varlık Performans, Kestirimci Analitik– (Aveva Insight)
  • Dijital Süreç Yönetim (Aveva Workflow)
  • Interaktif Varlık Performans İzleme ve Kontrol Sistemleri (Aveva APM)
  • Siber Güvenlik Sistemleri

        2. Pandemi Döneminin endüstride ne gibi etkileri oldu?

Dijital Teknoloji sağlayıcısı olarak pandemi ile çözümlerimizin endüstrinin her alanında  uygulanabileceği konusunda pazarda farkındalığın arttığını görmekteyiz. Krizden çıkış anahtarınında  Dijital Teknolojiler olduğunu düşünüyoruz. Özellikle endüstriyel dijital çözümler ve bulut teknolojileri üretimi yetenek olarak güçlendirmek ve yeniden canlandırmanın anahtarı olarak görüyoruz. Dijital teknolojiler, COVID-19 pandemi krizinin etkilerini azaltarak veya minimize ederken; çalışan güvenliğini ve operasyonel verimliliği artırmak dahil varlık üretkenliğini ve ürün kalitesini iyileştirmeye kadar birçok konuda fayda sağlayacaktır.

Son yıllarda dijital çözümler konusunda sağlanan hızlı gelişmeler, çok sayıda üretim sürecinde verimliliği önemli ölçüde artırmışttı. COVID-19 pandemi dünya çapında etki yaratmadan önce, üretim sektöründe birçok kuruluş hali hazırda dijital dönüşüm çalışması gerçekleştiriyordu. Bağlanabilirlik, endüstriyel veri analitik uygulamaları, dijital fabrikalar ve ileri üretim teknolojilerinide içeren Endüstri 4.0 kavramı, pandemi öncesine göre çok daha önem kazandı ve teknolojik yatırımın önceliklendirilmesini, hızlanmasını kaçınılmaz hale dönüştürdü. Böylece işletmelerin ve tedarikçilerin gelecek planlarına bu duruma göre şekil vererek ve dahil ederek yatırım ve Ar-Ge yapması gereksinimini ortaya çıkardı.  Bu çalışmalar  önümüzdeki dönemde özellikle üretim anlamında sadece performans değerleri ölçmekten ötesinde kaynak kullanımını minimize etmek için optimize edilmiş üretim yönetim sistemi ve fonksiyonları, gelecek yönelik tahmin için daha sofistike bir analitik yaklaşım, bulut teknoloji kullanım alan genişliği, birden çok işlev ve paydaş arasında tam dijital işbirliği gibi sonuçlar meydana getirecektir. Pandemi krizi bu teknolojilerinin uygulanması ve uygulanma hızı konusunda fırsat yaratarak işletmelerin kendi potansiyellerini görünür hale getirerek teknolojinin katacağı gücü görmelerini sağladı.