Ana sayfa Hot topıcs/Güncel Temiz enerji üretmenin en kolay, en ucuz, en hızlı ve en kârlı...

Temiz enerji üretmenin en kolay, en ucuz, en hızlı ve en kârlı yolu enerji verimliliği…

PAYLAŞ

Enerji talebinin üç megatrend altında artmaya devam edeceğini biliyoruz… Bunlardan ilki Kentleşme. Kentleşme belki de yüzyılımızın en büyük olayı. 2050 yılına kadar dünyadaki şehirler 2,5 milyar daha insana ev sahipliği yapacak. Önümüzdeki 30 yıl içerisinde insanlığın başından bu yana inşa ettiğimiz kadar şehir inşa edeceğiz. Bu her yıl yeni bir İstanbul inşa etmekle eşdeğer. Bunun altyapı, ulaşım ve kamu hizmetleri üzerinde yaratacağı stresi bir düşünün. Şehirlerin verimlilik ve en önemlisi enerji verimliliği sağlamanın yeni yollarını araması gerekiyor. Yaşanabilir şehirler yaratmak için enerji sorununu çözmemiz gerekiyor.

Bu yüzyılın ikinci megatrendi ise dijitalleşme. İnternet filminin ilk bölümünü yıllar önce izledik; insanlar arası iletişimi anlatıyordu bu bölüm. Şimdi İnternetin ikinci bölümünü izliyoruz. Yeni bölüm insanları cihazlara, insanları makinelere ve cihazları cihazlara bağlamak üzerine…

Önümüzdeki 5 yıl içinde 50 milyar nesne birbiriyle konuşuyor olacak. Yani çok daha fazla trafik, veri, depolama ve daha da önemlisi enerji tüketimi olacak.

Enerji denklemlerini zorlayan üçüncü megatrend ise Sanayileşme. Endüstri sektörü halihazırda dünyanın enerjisinin %30’undan fazlasını tüketiyor ve bu oran önümüzdeki 35 yıl içinde %50 artacak.

Özetle, dünyamızdaki değişim her zamankinden çok daha büyük. Enerji talebinde bir artış olduğunu hepimiz biliyoruz ve bu talep önümüzdeki 40 yıl içinde %50 artacak. Bu arada denklemin bir diğer tarafı olduğunu da unutmamalıyız… Ve bu hep birlikte çözüme ulaştırmamız gereken bir sorun. Bugün, dünya nüfusunun %30’unun, yani yaklaşık 2 milyar insanın güvenilir enerjiye erişimi yok. Biz enerjiye erişimin temel bir insan hakkı olduğunu düşünüyoruz ve bu durum global toplumun ilgilenmesi gereken, zorlayıcı bir durum.

Önümüzdeki 40 yıl içinde enerji tüketimi yüzde 50 artacak demiştik. Aynı zamanda, eğer küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak ve sürdürülebilir bir gelecek vaadetmek istiyorsak emisyonlarımızı yarı yarıya azaltmamız ve şehirlerde kirliliği katlanılabilir seviyelerde tutmamız gerekiyor. Bu paradoksun çözümü ise verimliliğimizi 3 kat artırmaktan geçiyor.

Biz EYODER üyeleri olarak enerji optimistleriyiz. Günümüzün teknolojilerini kullanarak yaşadığımız bu ikileme çözüm üretmenin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bunun için sadece enerjiyi tüketme kültüründen yönetme kültürüne geçmemiz gerekiyor. Bu bağlamda enerji dünyasındaki tartışmalara baktığımızda genellikle insanların arz tarafındaki alternatifler üzerinde konuştuklarını görürüz. Nükleer ve karşısındaki diğer seçenekler, kaya gazı ve karşısındaki seçenekler, fosil yakıtlar ve yenilenebilir enerji kaynakları… Ancak bunların yanında hızla büyüyen başka bir düşünce ekolü daha var: Gerçek önceliğin enerji verimliliğinde olduğuna dair bir inanç. Biz de EYODER olarak bu ekolün temsilcileriyiz. Çünkü temiz enerji üretmenin en kolay, en ucuz, en hızlı ve en karlı yolunun enerjiyi daha akıllıca kullanmak ve yönetmekten geçtiğini biliyoruz.

Uluslararası Enerji Ajansının verilerine göre hala endüstrideki enerji verimliliği potansiyelinin %58’ine, altyapı sektöründeki verimlilik potansiyelinin %79’una ve binalardaki potansiyelin %82’sine hiç dokunulmamış. Eğer enerji verimliliğindeki bu potansiyeli hayata geçirebilirsek iklim değişikliği ile daha rahat mücadele edebilir, sürdürülebilir bir dünya için daha ümitvar olabiliriz.

Cihan Karamık

Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği(EYODER)

Yönetim Kurulu Başkanı